Suçta
ve
cezada
kanunilik
ilkesinin
doğal
bir
sonucu
olan
evrensel
ilke
niteliğindeki
ceza
kanunlarının
uygulanmasında
kıyasa
başvurulamayacağı,
maddenin
üçüncü
fıkrasında
açıkça
düzenlenmiştir.
Böylece
ceza
kanunlarının
bireye
güvence
sağlama
işlevinin
bir
gereği
daha
yerine
getirilmiş
olmaktadır.
Yeni
tarihli
ceza
kanunlarında
da
kıyas
yasağına
ilişkin
olarak
açık
hükümlere
yer
verilmektedir.
Örneğin
yeni
Fransız
Ceza
Kanununda
bu
husus
ceza
kanunları
dar
yorumlanır
biçiminde
ifade
edilmiştir.
Kıyas
yasağıyla
getirilen
güvencenin
tam
anlamıyla
uygulanabilmesini
mümkün
kılmak
amacıyla,
kıyasa
yol
açacak
şekilde
yapılacak
geniş
yoruma
da
başvurulamayacağı
açıkça
ifade
edilmiştir.
Ancak
bu
hükümle
ceza
hukukunda
genişletici
yorum
tümüyle
yasaklanmamakta,
sadece
bu
yorum
biçiminin
kıyasa
yol
açacak
şekilde
uygulanmasının
önüne
geçilmek
istenmektedir.
Suç
işlenmesiyle
bozulan
toplum
düzeninde
adaletin
sağlanması
için
suç
işleyen
kimseye
uygulanacak
ceza
hukuku
yaptırımlarının
haklı
ve
ölçülü
olması
gerekir.
Çünkü
ancak
haklı
ve
suçun
ağırlığıyla
orantılı
bir
yaptırım
ile
suç
işleyen
kişinin
bu
fiilinden
pişmanlık
duyması
sağlanabilir
ve
yeniden
topluma
kazandırılması
söz
konusu
olabilir.
Yine
bireylerin
hukuka
olan
güvenlerinin
pekişmesi
ve
cezanın
caydırıcılık
etkisinin
doğru
biçimde
gösterilebilmesi
için
de
ceza
hukukunun
temel
ilkelerinden
olan
orantılılık
ilkesine
uymak
gerekir.
Madde
ile
bu
hususa
ceza
kanunda
açıkça
yer
verilerek,
ceza
kanunun
adaletçi
bir
karaktere
sahip
olduğu
da
vurgulanmak
istenmiştir.
Geçmişte
ve
günümüzde,
insanın
ırk,
din,
düşünce
veya
cinsiyeti
nedeniyle
uğradığı
haksız
muamelelerin
önlenmesi,
insanlık
camiasının
temel
uğraşlarındandır.
Ceza
hukuku
araçlarıyla
yapılan
ayrımcılık
ise
insana
yönelik
yapılan
en
zalimane
uygulamalardan
biridir.
Özellikle
totaliter
rejimlerdeki
ayırımcılığın
ortaya
çıkardığı
felaketler
insanlık
tarihinde
unutulamayacak
acı
izler
bırakmıştır.
İşte
bu
nedenlerledir
ki
insan
haklarıyla
ilgili
uluslararası
sözleşmelerde
ve
Anayasamızda
ifade
edilen
eşitlik
ilkesine
yer
verilerek,
ceza
kanununun
insancıl
niteliğe
sahip
olduğuna
da
işaret
edilmektedir.
Ceza
kanunlarının
düzenlenmesinde
ve
uygulanmasında
bireyler
arasında
herhangi
bir
sebeple
ayırım
yapılmamasının
ifade
edilmesi,
aynı
zamanda
hukuk
devletinin
özünü
oluşturan
insan
onurunun
korunmasının
ceza
kanununda
da
temel
değer
olarak
benimsenmesi
anlamına
gelmektedir.